Tanışma Partisi...

Konu: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 1:53 pm

Seattle Grace'e yeni gelen internler için düzenlenen yıllık partidir. Bu partide internler çalışacakları ortamı ve insanları tanıyacaktır. İlk iş günlerinde alışmış bir ortamda olmalarını sağlar bu parti. Böylece işlerine daha kolay alışırlar.

Rp Yapılabilir!

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 5:26 pm

Elais arka bahçeye geldiğinde her şey mükemmeldi. Beyaz örtülü, uzun bir masanın üzerine yiyecekler ve içecekler konulmuştu. Ağaçların gölgesinde duran renkli minderler duruyordu. Cerrahlar ve asistanlar gelecek olan internleri bekliyordu. Akşam üzeri güneşin batımında müthiş görünüyordu burası. Yemyeşil çimenlerin yeni biçildiği zaman olan eşsiz kokusu daha güzel bir hava ketıyordu buraya. Gökyüzüne baktığında parça parça bulutlar birbirini takip ederek ilerliyordu, masmavi sonsuzlukta. Gökyüzüne bakmak Elais'i her zaman sakinleştirirdi. Onun için gökyüzü eşsiz bir güzellikteydi. Beyaz, belinden sonra darlığını geniş tüllere bırakan ve dizinin hemen üzerinde biten elbisesinin altına giydiği beyaz babetleri çıkarmak istiyordu. Çimenlerde çıplak ayakla yürümeye bayılırdı. Daha sonra etrafına baktı. Herkes birbiriyle konuşuyordu. Babetlerini çıkarmak için eğildiğinde beline gelen siyah dalgalı saçları, beyaz omuzlarında öne doğru gelmişti. Babetlerinin ikisinide çıkardıktan sonra tekrar dik durmaya başladı. Omuzundan öne gelen saçlarını olduğu yerde bıraktı. Sonra masmavi gözleriyle etrafına bir kez daha bakındı. İlk gelen intern o gibi görünüyordu. Geriye kalanlar cerrah ve asistandı. Daha sonra ilerledi. Ağacın altında bulunan bir masaya oturmak istedi. Merak ile Jess'in gelmesini beklemeye başladı. Starbucks'ta konuştuklarında kesinlikle geleceğini söylemişti. Sözlediğini yapan bir kız gibi görünüyordu Jess Elais'nin gözünde. Tanışma partisi şimdilik yavandı. Pek bir hareket yoktu. Elais tek başına masada oturuyordu sadece. Geriye kalan herkes birbiriyle sanki senelerdir görüşmemiş gibi konuşuyorlardı. Belkide öyleydi.

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 5:45 pm

Jess arka bahçeye ilk geldiği anda Ela'yı farketmişti. Öylece bir masada oturuyordu. Güneş şimdi batmaya daha yakındı. Jess Ela'ya doğru giderken diğerlerine bakındı sessizce. Sanki herkes boş konuşuyormuş gibi bir hissediyordu. Ancak şimdilik laflara karışmamak en iyisiydi. Daha ilk günden kötü bir izlenim bırakmaya hiç niyetli değildi. Ela sonunda Jess'i gördü ve eliyle gelmesini işaret etti. Jess adımlarını hızlandırdı. Koşar adımlarla Ela'nın yanına geldi.
"Ah! Burada yalnız kalmışsın. Bilseydim daha erken gelirdim." dedi Jess bir yandan Ela'nın beyaz yanaklarına öpücükleri kondururken.
"Önemli değil. Bende az önce gelmiştim." dedi Ela içten bir gülümseme ile.
Jess hemen boş sandalyeye oturdu. Ela'nın kıyafetini çok beğenmiş gibi bakıyordu. Gözlerini kıyafetten alamıyordu. Ela'da Jess'in kırmızı, dizinin üzerinde biten, dar ve alt kısmı pileli elbisesine dikkatlice bakıyordu. Jess siyah kıvırcık saçlarının, önlerinden birazını alıp arkada buluşturmuştu. Bu saç stili onun çok hoşuna gidiyordu. Bir süre Jess Ela'nın ayaklarına baktı.
"Tanrım! Yine babetlerini çıkardın mı?" dedi şaşkın bir ifadeyle.
"Çimenlere ayakkabı benzeri şeylerle basmak hoşuma gitmiyor." dedi Ela omuzlarını yukarı kaldırarak.
"Giy hemen şunları. Pek iyi görünmüyorsun böyle." dedi Jess ayağı ile Ela'nın babetlerini ona doğru iterek.
Ela hemen babetlerini tekrar giydi ve "Pekala... Oldu mu?" dedi.
"Evet. Harika oldu."
Ardından Jess etrafına bakınmaya başladı. Herkes bir yerde toplanmış. Sadece birbirleriyle ilgileniyorlardı. Gözleri başka kimseyi görmüyordu.
"Hesapta intern tanışma partisi..." dedi Jess homurdanarak.
"Ya evet!" dedi Ela onay veriyormuş gibi başını salladı.
Ela yine gökyüzüne dalıp gitmiş gibiydi. Başı hep yukarı bakıyordu. Jess ise sadece etrafına. Gelip birinin onlarla ilgilenmesini umut ederek. Belkide başka bir internin gelmeside olabilirdi. En azından sohbet edebileceği biri. Tam karşısına baktığında hoş görünümlü birinin onlara doğru gelmekte olduğunu gördü.

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 6:03 pm

O sırada Liz karşı masada oturan iki kişiye doğru ilerliyordu. Sarı düz saçlarını sadece örmüş ve kısa boyda toz pembe renginde bol, püsküllü bir elbise giymişti. Ayaklarında yine elbisesinin renginde topuklu ayakkabılar vardı. Liz topuklu ayakkabıları severdi. Her zamanki gibi hafif kırıtarak yürüyordu. Doğrudan karşıya baktığında çekik gözlü, siyah kıvırcık saçlı birinin ona baktığını ve yanındaki müthiş bir saf güzelliği olan kızında gökyüzüne doğru baktığını gördü. Garip bir ikili olmuşlardı. Liz sonunda yanlarına geldiğinde gökyüzüne bakan kız direk olarak mavi gözlerini Liz'in yeşil gözlerine kenetlemişti. "Sanırım güzellik konusunda ikimiz yarışacağız." dedi sinsice gülerek Liz. "Benim amacım daha çok işime yoğunlaşmak. Onun dışında kendi kendine güzellikte yarışabilirsin." dedi Elais sırıtarak. Jessica kendini tutmuş olsada gülmüştü. Liz tek kaşını kaldırıp "Burası boş mu acaba?" dedi. "Evet. Oturabilirsin." dedi Elais. Jessica'nın Elais'in kolunu dürttüğünü görmüştü Liz. Sadece ezici bakışlarıyla gülmüştü Jessica'ya. Jessica ise hemen kafasını çevirmişti. Elais Liz'i kaçamak bakışlarla dikkatlice süzüyordu. Sonra o da başını çevirip başka bir yöne bakmaya başladı. Liz sadece yalnız kalmamak için onlarla oturuyordu. Başka bir intern gelir gelmez onların yanında ayrılmayı planlıyordu. Sadece vakit geçirmek için yanlarındaydı...

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 7:11 pm

Dikkatlice aldı eline bardağı. İçindeki içkiyi kaya dikmeyi düşündü. Fakat bu saçma düşünceyi attı hemen aklından. Bardağı tekrar yerine koydu. Arkasını döndüğünde güneşin çoktan etkisini kaybetmiş olduğunu gördü. Biraz ferahladı. Cris karanlığı daha çok severdi. Etrafına göz gezdirirken ağaç altındaki bir masa dikkatini çekti. Masada üç güzel bayan vardı. İster istemez bakıyordu onlara. Onları daha önce hiç görmediğine emindi. Bu yüzden intern olduklarını hemen kavrayabilmişti. Hepsi sadece etrafına bakınıyordu. Birbirleriyle konuşmuyorlardı bile. Hiç kimse ile konuşmuyorlardı. Oldukça yabancılık çektikleri belliydi. Orada oturmuş usul usul bir şeyleri bekliyor gibiydiler. Cris biran yanlarına gitmeyi düşündü. Kısa bir sohbet gerekli olabilirdi. Fakat sonra bu düşüncedende vazgeçti. Bugün sürekli düşündüğü şeylerden vazgeçiyordu zaten. Sürekli iyi fikirlerin gelmediğini düşünüyordu. Aslında Cris mantıklı biriydi. Fakat bugün kendi hiç öyle hissetmiyordu.
Cris düşüncelere dalmışken yanına Leon'un geldiğini farketmemişti. "Bu sene çok eğleneceğiz gibi." dedi pis pis sırıtarak. Cris aniden gelen bu sesin sahibine baktığında onunda o masaya doğru baktığını anladı. "Saçmalama. Şimdiden berbat etmede." dedi Cris Leon'dan gözlerini ayırmadan. Leon ağır ağır Cris'in yüzüne baktı. "Geçen sene bizde interndik. Acemilerle uğraşmak çok keyifli." dedi gülerek Leon. "Geçen sene bizde interndik. Asistanlar bize emir yağdırdığı bir günde yine bir asistanın burnunu kırmıştın. Değil mi Leon?" dedi Cris. Bunu kesinlikle pislik olsun diye söylemişti. "Evet. Ama-..." derken Leon, Cris söze atıldı, "Aması yok." dedi ciddi bir şekilde. Leon Cris'e dik dik baktı. Bu her zaman yaptığı bir şeydi. Leon vurdumduymaz, soğukkanlı, kendini çok yükseklerde gören biriydi. Ama işinde iyi bir şahsiyetti. İkisi birlikte yine ağacın altındaki masaya baktılar. Baktıklarında masadan iki kişinin kalktığını ve onlara doğru geldiklerini gördüler.

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Cuma Nis. 23, 2010 7:27 pm

"Sinir! Gıcık! İğrenç yaratık!"
"Biraz sakin ol Jess."
"Olamıyorum Ela! Sinir bozucu şey! Bakışları bile miğdemi bulandırıyor!"
Jess Ela'ya homurdanıyordu. Masadan kalkmışlardı. Biraz içecek bir şeyler almak için içkilerin bulunduğu masaya doğru geliyorlardı. Ela biraz tedirgin görünüyordu.
"Acaba şuradakilerde intern mi?"
"Kendini çok zeki sanıyor!"
"Jess ne diyorsun?"
"Gıcık pislik!"
"Jess!!"
"Efendim? Onlar mı? Evet bencede... Galiba... Ne demiştin?"
"Şuradakiler intern mi?" dedi Ela burnunun ucuyla gittikleri yöndeki adamları işaret ederek.
"Hayır. Asistandır onlar. Fazla burunları havada. Tanrım burada burnu havada olmayan biri var mı?" dedi Jess biraz daha yüksek bir ses tonuyla. Ela bunun üzerine hiçbir şey demedi. Şimdi Jess içinden yine homurdanıyordu. Ela ise gözleri kısmış ve kaşlarını çatmış bir halde ilerde duran asistanlara bakıyordu. Fazlada bakmak istemiyor gibiydi. Daha sonra başını hafifçe öne eğip bakışlarını onların üzerlerinden çekti. Ama onlar hala Jess ve Ela'ya bakmaya devam ediyorlardı. İkiside uzun boylu ve yakışıklılardı. Fakat Jess buna dikkat etmiyordu. Çünkü içinden Lizzie'ye homurdanmakla ilgileniyordu. Yavaş adımlarla ilerlemelerine rağmen çabucak içkilerin yanına varmışlardı. Jess sinirli sinirli arkasını dönmüş Lizzie'ye bakıyordu. Ela masadaki içkilere bakarken, asistanlarda Jess ve Ela'ya bakıyorlardı...

Konu: Geri: Tanışma Partisi... Paz Nis. 25, 2010 1:04 pm

Uzun, siyah ve dalgalı saçları neredeyse masaya değecekmiş gibi duruyordu. Masanın kenarında içki seçmeye çalışan Elais, Leon'nun dikkatini çekmişti. Leon kollarını göğüs hizasında bağlamış Elais'e bakarak sırıtıyordu. Elais bunu farketti. Göz ucuyla Leon'a baktı. Sonra gözlerini tekrar içkilere çevirdi. Leon masanın kenarından ağır adımlarla Elais'e doğru geliyordu. Cris'in ezici bakışlarına aldırış etmeden. Elais saçlarını geriye atmak için kafasını kalırdığında Leon ile göz göze gelmişti.
"İntern misin?" diye sordu Leon.
"Evet. Siz?" dedi Elais, durumdan rahatsız olmuş gibi araya direkt mesafe koyarak.
"Asistanım. Ama siz ve biz kötü kelimeler." dedi Leon, yine o meşhur sinsi gülüşünü yaparken.
"Bana göre gayet iyi kelimeler." dedi Ela biraz sinirlenmişti.
Leon hiçbir şey demeden rahatsız edici bakışlarla Ela'ya bakıyordu. Ela hiç umursamıyordu. Ancak bir süre sonra rahatsız oldu. Jessica'nın kolunu tutarak kulağına bir şeyler fısıldadı. Cris o sırada Leon'un yanına geldi ve sinir bozucu bakışlarla ona bakmaya başladı. Leon sadece sırıttı ve Cris'in yanından ayrıldı. Şef Stevens'ın yanına gidiyordu. Yeni internlerden bahsetmeyi deneyecekti.
Şef odukça genç görünümlü biriydi. Hastaneye ilk gelenler onun hep asistan olduğunu zannederdi. Şef Leon'un ona doğru geldiğini gördü ve onu hemen gülümseyerek karşıladı.
"Tanıştın mı çaylaklarla?" dedi esprili bir şekilde.
Şef iyimser, zeki ve çalışkan biriydi. Esprili şekilde konuşmayı severdi. Ancak ciddiyet gerektiği zamanda çok ciddi olurdu.
"Evet. Yani sadece biriyle. Diğeride intern gibi geldi ama bilmiyorum." dedi Leon.
"Şuradaki masada oturan bir intern daha var. Sadece üç intern mi yani?" dedi Şef gülerek.
"O da mı intern?" Leon şaşırmıştı. "Henüz gelmeyener vardır bence. Hepsi kız üstelik." Leon sinsice gülüyordu.
Şef Leon'a baktı. Hafif sessiz bir tonda "İşimize yoğunlaşalım." dedi.
Leon başıyla onayladı. Biraz daha şefn yanında bekledikten sonra hastanenin arka kapısına doğru ilerledi ve oradan ayrıldı.